Vatan Cephesi

886

Vatan Cephesinin tarihsel olarak ortaya çıktığı an, Demokrat Parti (DP) iktidarının meşruiyet krizi içine girmesine denk düşmektedir. Krizin en büyük sebeplerinden biri DP’ye karşı siyasal ve bununla birlikte toplumsal muhalefetin giderek artan bir dozda yükselişi olarak ortaya konabilir. Bu yüzden de DP iktidarı 1957 yılına bir hayli sert giriş yapmış, baskıcı tutumunu hızlandırmış, bu tutum da başta CHP olmak üzere muhalefeti hayli güç duruma sokmuştur. Onlar da bu zor durumdan çıkış yolu aramışlar ve çareyi yeni bir güç birliğinde görmüşlerdir. Böylece yavaş yavaş cepheler keskinleşmeye başlamıştır. [1]

Vatan Cephesinin Oluşumu ve Kuruluş Sebepleri

Bu dönemde yapılan zamlar ve devalüasyon nedeniyle hayat pahalılığı artmıştır. Bunun sonucunda ise DP, halk desteğini yitirmeye başlamıştır. Diğer yandan 16 Ekim 1958’de TKP CMP ile birleşti ve 24 Kasım 1958’de ise HP, CHP’ye katılmıştır. Bunların sonucunda bir Güç Birliği Cephesi (Milli Muhalefet Cephesi) kurulmuştur. DP bu sıkıntılardan kurtulmanın yolunu, muhalefet cephesine karşı “Vatan Cephesi” adıyla ülke çapında bir teşkilatlanmaya giderek aramaya karar vermiştir.

Vatan Cephesi’nin oluşturulmasının bir diğer sebebi ise, 1957 seçimlerindeki oy kaybı olmuş; DP iktidarında tedirginliğe yol açmış ve bu tedirginlik iktidar yetkililerini yeni arayışlar içerisine itmiştir. Oy kaybının önüne geçilmesi için yeni bir teşkilata ihtiyaç duyulmuştur. Bu teşkilat sayesinde yurdun en ücra köşelerine kadar inmek, ve oralarda DP’ye canı yürekten katılımlar temin edilmek istenmiştir. Buna bağlı olarak bütün iktidar temsilcileri, gittikleri ve konuştukları her yerde Vatan Cephesi’ni övmüş ve anlatmışlardır. Vatan Cephesi ülke çapında kısa bir sürede yayılmıştır. Vatan Cephesi ocaklarının kuruluşu da bir o kadar kolay olmuştur. Yurdun en ücra yeri dahi olsa, kiralanan bir yere levha asılıyor ve ocak hemen çalışmalara başlıyordu. (Sarı, 2012).

Vatan Cephesi uygulaması, yukarıda da belirtildiği üzere DP iktidarının ekonomik ve toplumsal krizle birlikte siyasal meşruiyet krizine girmesiyle ortaya çıkan bir politik manevra olarak tanımlanabilir. Bunun sebebi olarak konuyla ilgili çalışılmış iki yoruma bakmamız gerekmektedir. Sinan Yıldırmaz’a göre DP bu yolla, muhalefeti engellemenin ve büyük oranda muhalefet etme gerekçelerini de ortadan kaldırmanın yolunu bulduğuna inanmıştır.[2] Feroz Ahmad ise bu yorumun bir benzeri şeklinde “Menderes, otoritesini ‘Vatan Cephesi’ adı verilen ve kendini eleştirenleri tecrit edip muhalefeti silahsız bırakmayı amaçlayan bir ulusal cephe kurarak iyice güçlendirmek istedi” demiştir.[3] Vatan Cephesi 12 Ekim 1958’de kurulmuştur. Kurulduğu gün Adnan Menderes, Manisa’da halka Vatan Cephesi hakkında şu açıklamaları yapmıştır:

“Politika ve ihtirastan vareste vatandaşların karşımızda kurulmuş olan kin ve husumet cephesine karşı vatanperverane gayretlerini birleştirip eserlerinin müdafaasına azmetmiş bir Vatan Cephesi’nin kurulması zarureti kendisini göstermiştir… Aziz Vatandaşlarım, Vatan Cephesi’nde birleşerek eserlerimizi hep birlikte muhafaza edeceğiz. Dünyada siyasi, iktisadi ve içtimai istikrarı örnek telakki olunabilecek bir mükemmeliyette olarak Türk milletinin bütün gayretlerini bu istikamet üzerinde tevcih edilmiş görmek bize nasip olacaktır… Allah hepimizi muvaffak etsin vatandaşlarım. Onların, Güç Birliği adı altında giriştikleri faaliyetin maksadı şudur: Bir Ehli Salip Cephesi olarak karşımıza dikilecekler. Daha şimdiden seçim varmış gibi yakamıza sarılacaklar. Bu hareketler, bizim işlerimizi güçleştirmek, milletimizin ihtiyaçlarını sekteye uğratmak, vatanın refah ve saadetini geciktirmek demektir.” (Gaytancıoğlu, 2011).

Başbakan Adnan Menderes’in 12 Ekim’de Manisa’da yaptığı konuşmada muhalefete karşı Vatan Cephesi’nin kurulacağının duyurulmasının hemen akabinde yurdun dört bir yanında olduğu gibi Manisa ve ilçelerinde de Vatan Cephesi teşkilatı kuruldu. Akhisar Vatan Cephesi Ocağı 24 Aralık 1958’de, Manisa Çarşı Vatan Cephesi Ocağı 27 Aralık 1958’de, Akhisar Reşatbey Vatan Cephesi Ocağı 7 Şubat 1959’da, Akhisar DP Vatan Cephesi Tesanüd Ocağı 10 Nisan 1959’da, Manisa Saruhanlı Atatürk Ocağı 6 Eylül 1959’da, Manisa Salihli DP Zeytinoğlu Vatan Cephesi Ocağı 14 Ağustos 1959’da ve Manisa Adnan Menderes Vatan Cephesi Ocağı 4 Mart 1960’ta açıldı50. 18 Ağustos 1959’da Saruhanlı kazasının Mütevelli Köyü DP Gençlik Kolu Manisa Milletvekilleri Cevdet Özgirgin’nin de hazır bulunduğu bir törenle açılırken, aynı gün 53 genç de ocağa kayıt oldu. (Erdoğan, 2020)

Vatan Cephesi Özellikleri ve Yapısı

1959 yılının ilk aylarından itibaren bütün ülkede Vatan Cephesi Ocakları hızla kurulmaya başlanmış ve 1959 yılı Ocak ayında sadece Balıkesir’de on yedi Vatan Cephesi Ocağı açılmıştı. Halktan Vatan Cephesi Ocaklarına katılmaları isteniyor, İktisadi Devlet Teşekküllerinde çalışanların da bu cepheye katılımlarını gerçekleştirebilmeleri için hükümet gereken değişikliği yaparak resmi gazetede yayınlıyordu. Muhaliflerin oluşturduğu Güç Birliğine karşı, iktidarın Vatan Cephesi adıyla bir teşkilatlanmaya başvurması, ülkedeki siyasi gerginliği daha da arttırıyordu. 12 Ocak 1959 tarihinde Adnan Menderes, DP İl Başkanlıklarına gönderdiği genelgeyle, Vatan Cephesine katılımlar konusunda partililerin 1946’daki heyecan ve ruhla çalışmasını istiyordu. Ancak Demokrat Partililer, Vatan Cephesi konusunda fikirsel ayrılıklar yaşıyordu. Bir grup Demokrat, Vatan Cephesi’nin, DP’nin yeni katılımlarla güçlenmesi için geliştirilen bir kavram olduğunu düşünürken diğer bir grup ise böyle bir teşkilatlanmanın partiye zarar vereceğini düşünüyordu. Menderes, bazı il örgütlerinde Demokrat Parti’den ayrılarak muhalefete geçen partilileri geri çağırmadıklarını ve partiye geri dönmelerini istemediklerini görmüş ve açıklamasında bu konuya yer vermişti. Ayrıca Başbakan Menderes, DP’den ayrılanların dışında 1946’dan beri gerçekleri gören, halktan muhalefet eden vatandaşların da Vatan Cephesi aracılığıyla DP’ye katılması dileğinde bulunmuştu. Başbakan Adnan Menderes’e göre, iktidarın politikalarını karalamaya çalışan, iktisadi kalkınmayı hazmedemeyerek engellemeye çalışan, var olan düzen ve asayişi yok etmeye çalışan herkese karşı böyle bir cephe var olmalıydı. (Baytekin, 2022).

Vatan Cephesi’ne üye olanların sayısı kurulmasından bir yıl sonra 973.000’e ulaşmıştır. İstanbul’da Vatan Cephesi’ne üye olanların Mart 1960 tarihindeki sayısı 76.040 idi; Vatan Cephesi ocağı sayısı ise, 134’tü. Dönemin DP yanlısı gazeteleri incelendiğinde Vatan Cephesi’ne üye olanların çoğunun köylerden olduğu görülmektedir. Bunun nedeni de köylere yatırım vaadi olsa gerektir. DP, muhalif partilerin kendisi karşısında iş birliği yapması ve yükselen kentli-aydın muhalefetine karşı kırsal kesimden destek aramıştır. Desteğin sağlanmasında kullanılan faktörler arasında din ve antikomünizm de yer almıştır.[4]

Muhalefet Partileri ve Vatan Cephesi

Muhalefet partilerine göre, iktidar partisi tarafından kurulan bu cephe Vatan Cephesi olarak adlandırılmamaktadır. İktidar partileri gayet net bir ifadeyle cephenin insanları bölme cephesi olduğunu söylemektedir. İktidara göre bu cepheye vatandaşlar farklı isteklerinin, iktidar tarafından gerçekleştirileceğini düşündükleri için yani bir umut besledikleri için mecburiyetten katılmaktadır. Bu cepheye katılım için bazı zamanlarda baskı yapıldığını da söyleyebiliriz. İktidar partisinin yayın organları bu cepheye üye olanların sayısında doğru ifadeler kullanmamıştır. Bu konu da oldukça sert bir üsluba sahip olan Nadir Nadi, Cumhuriyet Gazetesi’nde Vatan Cephesi konusunu ele alarak, Adnan Menderes’in yurt gezilerindeki konuşmalarını değerlendirmiş ancak bu cephenin ne olduğunu, halkın ve kendisinin pek anlayamadığını dile getirmiştir. Çünkü Başbakana göre ülkemizde, ulusumuzu aldatmaya çalışan bazı insanlar vardır. Vatandaşın iktidarı ele geçirmek isteyen bu insanlara kanmaması gerektiğini söyleyerek, DP’nin iktidar yıllarında bir önceki iktidarla kıyaslanamayacak ölçüde değişim yaşandığını belirtmektedir. Başbakan’ın Vatan Cephesi’nden kastının “milleti, kendi Başbakanlığı altında, bugünü yüzde yüz öven, dünü ise yüzde yüz yeren bir kitle halinde toplamak” olduğunu yazmıştır. Ancak bu düşüncenin gerçekliğe ve insan fıtratına aykırı olduğunu, bu nedenle Menderes’in anladığı manada bir ‘Vatan Cephesi’ kurulmasının imkansız olduğunu dile getirmiştir.

Nadir Nadi dışında bu dönemde CHP Grup Sözcüsü olan Bülent Ecevit de; İktidarın Vatan Cephesini bir türlü alışamadıkları çok partili rejimden kurtulmak için başvurdukları bir teşebbüs olarak görmektedir. Muhalefet, iktidarın tek parti iktidarını istemekte olduğunu düşünmektedir. Bülent Ecevit “bunca yılın Demokrat Partisi, bir ad değişikliği ile yüzüne şatafatlı bir maske takıvermekle, elbette, gerçek bir Vatan Cephesi olamazdı” sözleriyle iktidar partisinin, partiler üstü bir politika takip etmeye çalıştığını ancak sonuna kadar buna karşı olduklarını da söylemektedir. Ecevit’e göre bütün herkesin tek bir vatanı vardır. Herkes vatanına bağlı olduğuna göre, herkesin bu cepheye katılma düşüncesi iktidar tarafından oluşturulmakta ve iktidarın gücünü arttırmak için “Vatan” gibi bir kavramın kullanılmasına duyulan tepkidir.

 

 

Vatan Cephesi ve Devlet Radyosu

Vatan Cephesi’ne üye olanların sayısı kurulmasından bir yıl sonra 973.000’e ulaşmıştır. İstanbul’da Vatan Cephesi’ne üye olanların Mart 1960 tarihindeki sayısı 76.040 idi; Vatan Cephesi ocağı sayısı ise, 134’tü. Dönemin DP yanlısı gazeteleri incelendiğinde Vatan Cephesi’ne üye olanların çoğunun köylerden olduğu görülmektedir. Bunun nedeni de köylere yatırım vaadi olsa gerekti. DP, muhalif partilerin kendisi karşısında iş birliği yapması ve yükselen kentli-aydın muhalefetine karşı kırsal kesimden destek aramıştır. Desteğin sağlanmasında kullanılan faktörler arasında din ve antikomünizm de yer almıştır. [5]

Demokrat Parti iktidarı döneminde radyo; iktidarın icraatlarına destek vermek ve partinin propagandasını gerçekleştirmek için bir araç olarak kullanılmıştır. Gazete ve dergilerde, radyoda Vatan Cephesi’nin yoğun bir şekilde propagandası yapılmıştır. Bu bakımdan Türk Siyasal Yaşamına propaganda bir araç olarak girmeye başlamıştır. DP, iktidar gücünün getirdiği bazı imkanları kullanarak, iktidarın sürdürülebilirliğini sağlamak adına propagandadan yararlanmak istemiştir. Radyonun propaganda aracı olarak kullanımı ise bunun en başat örneği olmuştur. Vatan Cephesi uygulamasında devlet radyosunun DP adına üye toplamak ve onun propagandasını yapmak üzere kullanılması bu yönde girişim olarak gösterilebilir. Fakat propaganda aracını iktidarın yanında muhalefet de etkin kullanmıştır. Bu çerçevede Muhalefet partileri Vatan Cephesi’ne katılımların radyodan okunmasının yarattığı olumsuz havadan yararlanarak yaptığı propaganda ile halkı bu cepheye katılımların çoğunun gerçek dışı olduğu yönünde inandırmıştır. Yine bu bağlamda Muhalefet partileri radyoyu, “partizan radyo” olarak tanımlamışlardır. Radyonun DP propagandası yapması dolayısıyla, “Ajans Haberlerini Dinlemeyenler Derneği” kurulmuştur. Dönemin İstanbul Valisi Ethem Yetkiner, 2 Aralık 1958 tarihinde bu derneği kapatmıştır. (Gaytancıoğlu, Demokrat Parti İktidarı ve Vatan Cephesi, 2011).

1950’li yıllarda devlet tekelinde bulunan radyo DP hükümetleri tarafından oldukça partizan olarak kullanılmıştır. Nitekim 1960 askeri darbesinden sonra Yassıada Mahkemelerinde DP, radyoyu taraflı kullandığı yönünde yoğun suçlamalarla karşılaşmıştır. 1950’ler sonunda kurulan Ajans Haberlerini Dinlemeyenler Derneği radyonun partizanca kullanılmasına karşı tepkiyi göstermesi açısından anlamlıdır.[6]

Muhalefet ile iktidar arasında radyonun kullanımı ile ilgili tartışmalar yaşanırken, partilerin dışında radyonun yayınlarını protesto etmek amacıyla bir dernek kurulmuştur. Devlet Radyosu’nun yayınlarından huzursuzluk duyan Bedrettin Çalışkur, Altınay Onat, Fehmi Demirtaş, 29 Kasım 1958’de “Radyo İstasyonlarından Ajans Haberlerini ve Partizan Neşriyatı Dinlemeyenler Derneği’ni” kurmuşlardır. Böyle bir derneğin kurulmasını destekleyen Burhan Felek de radyonun tek taraflı yayınını eleştirmiş, ve bunun muhalefet safının git gide sıkılaşmasına sebep olduğunu belirtmiştir. Ancak bu dernek kısa sürede kapatılmış ve kurucuları mahkemeye sevk edilmiştir. (Sarı M. , 2019).

27 Mayıs Darbesi, Yassıada Duruşmaları ve Sonuç

1950-1960 yılları arasında Demokrat Parti ile muhalefet arasındaki ilişki sorunlu bir şekilde sürüp gitmiştir. İktidar ve muhalefet arasında yaşanan bu sorun çatışma ortamı oluşturmuştur. Bu çatışma ortamı içerisinde ülkede 1957 seçimleri gerçekleştirilmiş ve 1946 seçimlerine işaret edercesine, Demokrat Parti tarafından kazanılması muhalefetin tepkisini daha da arttırmıştır. 1957 seçimlerinden sonra yaşanan gerginlikler, baskılar ve toplumsal çatışmalar her geçen gün artarak devam etmiş ve ülkede toplumsal ve siyasal ortamın gerildiği esnada iktidar partisi Vatan Cephesi örgütlenmesine giderek siyasal mücadeleyi daha da gerginleştirmiştir.

Vatan Cephesi uygulamaları başta muhalif basının tepkisini ve eleştirilerini üzerine çekmiştir. Zira iktidara yakın basının Vatan Cephesi hakkında halkı yanlış bilgilendirmeleri, muhalefet cephesine yönelik aşırı olumsuz yaklaşımı, vatandaşın ve devlet görevlilerin zorla ve tehdit yolu ile bu ocaklara katılımının sağlanmaya çalışması, Devlet Radyosu’nun iktidar tarafından bu amaçla kullanması vb. uygulamalar, basının en fazla eleştirdiği hususlardan olmuştur. Özellikle Devlet Radyosu’nda Vatan Cephesi’ne katılanların listeler halinde sık sık okunması, radyoda muhalefete söz hakkı verilmemesi, hem basının, hem de muhalefetin tepkisine neden olmuştur. Vatan Cephesi uygulamalarının iktidar-muhalefet ilişkilerini olumsuz yönde etkilemesi, milletvekillerinin meclis çatısı altında bile kavga etmelerine neden olmuş, bu durum sadece meclis ile sınırlandırılmamış ve toplumda bile etkisini göstermeye başlamıştır. Ocaklar arasında üstünlük mücadeleleri bazı yerlerde kavgalara neden olmuş ve bu kavgalarda onlarca vatandaş yaralanmıştır. (Sarı M. , Demokrat Parti Dönemi Basınına Göre İktidar-Muhalefet İlişkileri Açısından “Vatan Cephesi”, 2012).

Çeşitli sebepler ile siyasal ortamın gerçekleşmesi sonucunda ortaya çıkan Vatan Cephesi örgütlenmesi, demokrasinin gelişmesi önünde önemli bir engel oluşturmuştur. Bu örgütlenme ve getirdiği partizanlık 27 Mayıs darbesine giden sürecin başlangıç noktasını oluşturmuştur. 27 Mayıs 1960’ta ordu, ülkede yönetimi devralmış ve çok partili demokrasi saf dışı kalmıştır.

Yassıada Duruşmalarına 14 Ekim 1960’ta başlanmıştır. Kararın açıklandığı 15 Eylül 1961’e kadar geçen 11 ay 1 gün içinde toplam 592 sanık hakkında 19 ayrı dava açılmıştır. Bu davalardan biri, çalışma ile ilgili olan Vatan Cephesi Davasıdır. Dava 27 Nisan 1961’de açılmış, 21 Haziran 1961’de kapanmıştır. “961/7 numarada kayıtlı Vatan Cephesi Yolsuzluğu Anayasa’yı ihlal suçunun maddi vakıasını teşkil etmiştir” denilerek DP’nin önde gelen isimleri Anayasayı ihlalden suçlu bulunmuşlardır. Demokrat Parti’nin önde gelenlerinden 22 kişi, Vatan Cephesi’ni kurarak, bu örgütlü sınıfın başka bir sınıf üzerinde tahakkümü için bir araç olarak kullanmak suçlamasıyla yargılanmıştır. (Gaytancıoğlu, Demokrat Parti İktidarı ve Vatan Cephesi, 2011) Bu duruşmalarda Menderes, Vatan Cepheleriyle ilgili olarak şunları söylemiştir:

“Bir Vatan Cephesi örgütü kurulmamıştır. Çünkü örgüt denince bir yere bağlı olan kademeler manzumesi akla gelir… Vatan Cephesi Ocakları, Demokrat Parti bucağına bağlı olan bir Demokrat Parti ocağından ibarettir. Ne gizli yollardan çalışılarak Cemiyetler Kanunu çiğnenmiş, ne de bu yola gidilmiştir. Vatan Cephesi sözü bir siyasi slogandan ibarettir. Demokrat Parti’den ayrılanların veya tarafsız yurttaşların bir birlik haline getirilmesi için sarf edilmiş bir slogan. Mevcudiyeti, maddi yeri yoktur. Elle tutulur, gözle görülür bir örgüt değildir. Memleket asayişi bakımından bir savunma davranışından ibarettir.”

Dava sonucunda Adnan Menderes, Medeni Berk, Atıf Benderlioğlu, Tevfik İleri ve Refik Koraltan gibi DP’nin önde gelen isimleri anayasayı ihlal suçundan suçlu bulunmuştur. Yassıada davaları arasında yer alan “Esas 1961/7: Vatan Cephesi Davası Kararı Gerekçesi” şu idi: “Muhalefeti bir düşman topluluğu ve ehl-i salip camiası ilan etmek, kurduğu dikta rejimini savunmak üzere ‘Vatan Cephesi’ kurmak ve yönetmek, onu örtülü ödenekten beslemek. Türk Ceza Kanunun 141/3, 6, 8. 12.9.1958’de Menderes’in Manisa konuşması ile cephenin kuruluşu ilan edilmişti. Örneğin baskıyla Vehbi Koç CHP’den istifa ettirilmiş, para dağıtılarak Vatan Cepheleri kurdurulmuş, kesif bir radyo ajitasyonuna girişilmişti.”[7] Duruşma sonunda aralarında Bayar ve Menderes’in de bulunduğu 19 sanık mahkûm olmuş ve 3 sanık beraat etmiştir.

[irp posts=”3897″ name=”Türkiye’deki Darbe Girişimine İran’ın Bakışı”]

Taha Yüceses

Stratejik Ortak Misafir Yazarı

KAYNAK

Dipnotlar 
[1] Serkan Gaytancıoğlu, (2011): Demokrat Parti İktidarı ve Vatan Cephesi, s.95.

[2] Sinan Yıldırmaz, (2008): “Vatan Cephesi: Demokrat Parti’nin Politik Meşruiyet Krizi ve Toplumsal Muhalefeti Kontrol Altına Alma Çabası”, Türkiye’de Siyasal Muhalefet, Der: Ayşegül Komsuoğlu, İstanbul, Bengi Yayınları: s.175.

[3] Feroz Ahmad, (2007b): Bir Kimlik Peşinde Türkiye, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, İstanbul,

İkinci Baskı: s.140.

[4] Hakkı Uyar, (2001): Vatan Cephesi, İzmir, Büke Yayınları

[5] Hakkı Uyar, (2001): Vatan Cephesi, İzmir, Büke Yayınları

[6] Okurların Forumu, Forum, Sayı 124, 15 Mayıs 1959.

[7] Vatan Cephesi Davası, TBMM Kütüphanesi, (1985- 4518) Esas No: 1961/7, Rasih Nuri İleri, 27 Mayıs, Menderes’in Dramı, İstanbul: Yalçın Yayınları, 1986, s.,17.

Kaynakça 

Ahmad, F. (2006). Bir Kimlik Peşinde Türkiye. İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları. https://gaziakademi.files.wordpress.com/2016/04/feroz-ahmad-bir-kimlik-pec59finde-tc3bcrkiye.pdf adresinden alındı

Baytekin, S. (2022). Demokrat Parti’nin Bir Uygulaması Vatan Cephesi ve Bursa Örneği. 76-77. https://acikerisim.uludag.edu.tr/handle/11452/26489 adresinden alındı

Erdoğan, D. İ. (2020). Güç Birliği Karşısında Adnan Menderes’in Siyasi Manevrası: Vatan Cephesi. Belgi(19), 1917-1918. https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/935679 adresinden alındı

Gaytancıoğlu, S. (2011). Demokrat Parti İktidarı ve Vatan Cephesi. https://dspace.trakya.edu.tr/xmlui/bitstream/handle/trakya/2052/SERKAN%20GAYTANCIO%c4%9eLU.pdf?sequence=1&isAllowed=y adresinden alındı

Gaytancıoğlu, S. (2011). Demokrat Parti İktidarı ve Vatan Cephesi. 103-104. https://dspace.trakya.edu.tr/xmlui/bitstream/handle/trakya/2052/SERKAN%20GAYTANCIO%c4%9eLU.pdf?sequence=1&isAllowed=y adresinden alındı

Gaytancıoğlu, S. (2011). Demokrat Parti İktidarı ve Vatan Cephesi. 117-118. https://dspace.trakya.edu.tr/xmlui/bitstream/handle/trakya/2052/SERKAN%20GAYTANCIO%c4%9eLU.pdf?sequence=1&isAllowed=y adresinden alındı

Sarı, M. (2012). Demokrat Parti Dönemi Basınına Göre İktidar-Muhalefet İlişkileri Açısından “Vatan Cephesi”. https://www.researchgate.net/profile/Muhammed-Sari/publication/330411758_DEMOKRAT_PARTI_DONEMI_BASININA_GORE_IKTIDAR-MUHALEFET_ILISKILERI_ACISINDAN_VATAN_CEPHESI/links/5c3ef19b458515a4c72991ed/DEMOKRAT-PARTI-DOeNEMI-BASININA-GOeRE-IKTIDAR-MUHALEFET-ILISKI adresinden alındı

Sarı, M. (2019). Demokrat Parti Basınına Göre İktidar-Muhalefet İlişkileri Açısından Vatan Cephesi. 754. https://www.researchgate.net/profile/Muhammed-Sari/publication/330411758_DEMOKRAT_PARTI_DONEMI_BASININA_GORE_IKTIDAR-MUHALEFET_ILISKILERI_ACISINDAN_VATAN_CEPHESI/links/5c3ef19b458515a4c72991ed/DEMOKRAT-PARTI-DOeNEMI-BASININA-GOeRE-IKTIDAR-MUHALEFET-ILISKI adresinden alındı

Sarı, Y. D. (2012). Demokrat Parti Basınına Göre İktidar Muhalefet İlişkileri Açısından “Vatan Cephesi”. 752. https://www.researchgate.net/profile/Muhammed Sari/publication/330411758_DEMOKRAT_PARTI_DONEMI_BASININA_GORE_IKTIDAR-MUHALEFET_ILISKILERI_ACISINDAN_VATAN_CEPHESI/links/5c3ef19b458515a4c72991ed/DEMOKRAT-PARTI-DOeNEMI-BASININA-GOeRE-IKTIDAR-MUHALEFET-ILISKI adresinden alındı

Uyar, H. (2002). Vatan Cephesi. Büke Yayınları.

Yıldırmaz, S. (2008). Vatan Cephesi: Demokrat Parti’nin Politik Meşruiyet Krizi ve Toplumsal Muhalefeti Kontrol Altına Alma Çabası. Bengi Yayınları.

E-BÜLTENE ABONE OLUN

Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.

Abone oldunuz, teşekkürler.

Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.

E-BÜLTENE ABONE OLUN

Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.

Abone oldunuz, teşekkürler.

Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.

Yazarlık Başvurusu

1 Yorum Var

  1. Tarih tekerrürden ibaret.. Hikaye hiç yabancı gelmiyor.. Vatan cephesi, Köy enstütilerinin kapatılması, Sağa sola cami açıp milletin karısına göz koymak, toprak ağası olduğu için Kurtuluş Savaşı’nda yıllarca özgürlük için mücadele vermiş ve bunun üzerine ülkenin her karışında meşru hak sahibi olmuş, bir arsalık toprağı olmayan yoksul vatan evlatlarına kendi topraklarını kaybetmemek için bir kaç vatansız zengin godamanla birlik olup 1945’te çıkarılmış olan Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu’nu iptal etmiş bir hainin asılması kesinlikle ama isabetli kesinlikle doğru bir karardı!

    Lakin asan şahıs cemal gürsel de kendisi gibi abdenin talimatlarıyla hareket eden sonrada sümüklü bir mendil, paçavra gibi fıydırılıp atılan amerikancı kukla idi ve menderes gibi layığını buldu..

    Her ne kadar yeni hikayeler uydurulmaya çalışılsa da, olaylar farklı lanse ettirilip masum maskesi giydirilip, yaptıkları meşruymuş asıl mağdur bunlarmış gibi gösterilmeye çalışılan çeşitli hikayeler uydurulsa da bunlar da tarihe ihanetleriyle geçmiş şahıslar arasında yerini almıştır..

    Darısı yüce Türk milletine ihanet eden diğer kuklaların başına..

Yorum Yaz

Lütffen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz