Süleymani Suikasti Öncesi Irak’taki Büyükelçilik Baskınının Yansımaları

226

Öfkeli protestocuların ABD’nin Bağdat Büyükelçiliğinin etrafını sarması, ABD Başkanı Trump için Ortadoğu bölgesindeki yıkıcı ve başarısız yılının kapanışı oldu. Geçtiğimiz günlerdeki Amerikan bombardımanından ötürü hiddetlenen protestocular Bağdat’taki Büyükelçiliği çembere aldıktan sonra baskın düzenledi. Dillerde “Amerika’ya ölüm!” sloganı vardı. Çok geçmeden Irak güvenlik güçleri protestocuları tesislerin dışına çıkardı.

2019 yılının son gününde gerçekleşen bu kaotik olay, ABD Başkanı Trump’ın yıkıcı yılını simgeler nitelikte. Kerkük’te ABD’li bir paralı askerin öldürülmesine nispeten yapılan bombardıman, onlarca İran destekli Ketaib-Hizbullah örgütü (bazı analistlere göre Lübnan Hizbullahının Irak kolu) milisinin ölmesine sebep olmuştu.

Amerika Birleşik Devletleri, ABD’li paralı askerlerine yapılan saldırıdan Ketaib-Hizbullah’ı sorumlu tuttu. Ketaib-Hizbullah, yani aslında İran destekçileri, ABD’nin bu cevabından ötürü Irak’ta artık ABD’yi istemiyor. Şu an Irak’ta DEAŞ ile mücadele kapsamında kabaca 5000 Amerikan askeri bulunuyor.

Washington Post’a göre Trump, korunaklı bir odada barınan diplomatların olduğu elçiliğe gerçekleştirilen sızma hamlesinden özellikle İran’ı sorumlu tuttu.

Trump olaya ilişkin attığı bir tweette “İran Amerikalı bir paralı askeri öldürdü, bir çoğunu da yaraladı. Güçlü şekilde cevap verdik, her daim de vereceğiz. Şu anda ise İran, büyükelçiliğimize karşı bir saldırı düzenliyor. Tamamen sorumlu olacaklar. Ayrıca, Irak’tan beklentimiz; elçiliğimizi güvenlik güçleri aracılığıyla koruması. Kayıtlara böyle geçsin!” diyerek duruma dair sıcak bir değerlendirme ve açıklama yapmış oldu.

Trump daha sonra bir tweet daha attı:

“Özgürlük isteyen ve İran tarafından domine ve kontrol edilmek istemeyen Iraklı milyonlara sesleniyorum; sizin için işte tam zamanı!”

Trump, bu mestur tweetiyle ne demek istediğini açıklamadı. ABD Savunma Bakanı Esper saldırıdan birkaç gün sonra ABD’nin ilave olarak bölgeye ek güç göndereceklerini açıkladı. Şiddetli protestolar sürerken, ABD bölgeye 100 deniz piyadesi göndermiş oldu.

Politico’ya göre Trump yönetimi, Obama yönetimi altında yaşanan Bingazi faciasını tekrar yaşamak konusunda kaygılı. 2012 yılında Libya’nın Bingazi kentinde Amerikan elçiliği cihatçı bir grup tarafından silahlı saldırıya uğramıştı. Buna bağlı olarak, Trump ek asker gönderildiği gün “Anti-Bengazi” tweeti ile son durumu gayet iyi açıklamış oldu. Sonrasında bir dizi tweet ile elçiliğin güvenli hale getirildiğini de belirtti.

“Irak’taki büyükelçiliğimiz GÜVENLİ ve saatlerdir öyle. Savaşçılarımızın çoğu, dünyanın en ölümcül askeri ekipmanlarıyla beraber, derhal tesislere intikal etti.”

“İran can veya mal kaybı ve zararından tamamıyla sorumlu tutulacaktır. Onlar BÜYÜK BİR BEDEL ödeyecekler. Bu bir uyarı değil, tehdittir. Mutlu yıllar!”

Geçtiğimiz aylarda Irak vatandaşları İran’ın sahip olduğu Irak devletinin iç işlerindeki büyük nüfuzdan rahatsızlandığı için sokaklara dökülmüştü. Ancak son bombardıman, bu protestoların “anti-Amerika” protestolarına dönüşmesine neden oldu. Irak yetkilileri ABD’yi bağımsızlıklarına müdahele etmekle suçladı. Korkular o ki; Irak, ABD ve İran arasındaki bir ön-savaşın yaşanacağı saha olabilir.

Senato’nun Dışişleri Komitesinde yer alan, demokratlardan senatör Chris Murphy, Büyükelçilikte yaşananlara ilişkin bir tweet attı:

“Trump, Orta Doğu politikalarını artık abartılamayacak seviyede yüzüne gözüne bulaştırdı. Yolunda giden çok az şeylerden biri olan İran karşıtı protestolar bile Trump’ın başarısız İran siyâseti sayesinde artık ABD karşıtı protestolara dönüştü.”

Demokrat Senatör Chris Murphy

Trump’ın eski ulusal güvenlik danışmanı John Bolton, olaya farklı açıdan bakıyor. “Büyükelçiliğe yapılan saldırı direkt olarak İran’ın 1979’den kalma senaryolarından.” Bolton burada 1979 yılında yaşanan esir krizine atıfta bulunuyor. Bahsi geçen krizde Devrim yanlısı öğrenciler 52 Amerikalı diplomatı esir almıştı. Bolton devam etti; “Bu İran’ın Şia örgütleri üzerindeki kontrolünü gösteriyor, Irak tarafından gelen bir anti-amerikancılığı değil. Vatandaşlarımızı İran’ın savaş yanlısı politikasından korumamız gerek.”

John Bolton

Elçilik saldırısından önceye gittiğimizde, Trump için 2019 yılının bol felaketli geçtiğini görüyoruz. Bunların çoğunu Trump’ın Mayıs 2018’de aldığı İran ile üzerinde 2015’te anlaşılan nükleer anlaşmasından çekilme kararına bağlayabiliriz. İpler, Trump’ın bu tarihi anlaşmayı tek taraflı bozmasıyla iyice gerildi. Tek taraflı dememin sebebi ise bunun ABD’nin müttefikleri tarafından bile kınanan bir hareket olması.

Husumet yaz aylarında İngiliz dilinde denildiği gibi resmen “kaynama noktasına” ulaştı. Zira İran Hürmüz Boğazı’nda ABD’li petrol tankerlerine bir dizi saldırı düzenlemişti. İran ve ABD arasında olası savaş korkuları oluşmuştu.

İran, parçalanmakta olan nükleer anlaşmasından bir kaç adım daha uzaklaşıyordu ve bu özellikle Avrupa bloğunu kaygılandırdı. Nihayetinde bu anlaşma İran’ın nükleer silahlar elde etmesini önlüyordu. Trump geri çekildikten sonra İran kabaca bir yıl anlaşmaya uyum sağladı.

Trump yönetimi İran’ı köşeye sıkıştırıp masaya oturmak istiyor. Masada ise 2015’teki anlaşmanın daha ezici bir versiyonu sunulacak, amaç o. Trump bunu aşırı yıkıcı yaptırımlar uygulama yoluyla başarmak istedi ve istiyor da. İran’a uygulanan yaptırımlar İran ekonomisini bir hayli sarstı. Bu maximum baskı stratejisi bir kaç başarıyı da beraberinde getirdi. Senato’nun Dışişleri Komitesinde yer alan senatör Bob Menendez, elçilik olaylarından sonra Trump’ın İran politikasını sert bir dille eleştirdi:

“Trump yönetimi, İran’a karşı maximum baskı çığırtkanlığı yaparak uluslararası ticarete tehditler oluşturdu. Orta Doğu’da daha şiddetli proxy saldırılar olmasına yol açtı. Şimdi de Irak’ta bir Amerikan vatandaşının öldürülmesine.”

Bob Menendez

İran ile yaşanan soğukluğun en yüksek noktasında Trump, iki tarafın (Demokratlar ve Cumhuriyetçiler) da siyasetçileri tarafından Suriye’de “Kürtleri yalnız bıraktığından” dolayı eleştirilmişti. Trump’ın askerlerini çekmesiyle böylelikle bize, yani Türkiye’ye operasyon yolu gözükmüştü. Trump’ı eleştirenler, bu çekilme yüzünden Türkiye’nin Barış Pınarı Harekatı ile insani bir kriz yarattığını savunuyorlar.

Kısaca Trump, seçim yılı olan 2020’ye Ortadoğu cephelerinde ABD bağlantılı karmaşıklıklarla ve bölgede karmakarışık bir dizi potansiyel problemlere çözümsüz şekilde dahil oldu.

Lâkin seçimlerde kozları da muhakkak olacaktır. Öyle ki Trump, ABD’de son 50 yılın en düşük işsizlik seviyesine ulaştı. Çiftçilerini Çin’e karşı korudu ve söz verdiği gibi imâlat sektörüne de özel ilgi gösterdi.

[irp posts=”24001″ name=”15 Maddede İran’ın Öldürülen Kilit İsmi Kasım Süleymani”]

E-BÜLTENE ABONE OLUN

Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.

Abone oldunuz, teşekkürler.

Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.

Yazarlık Başvurusu

Yorum Yaz

Lütffen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz