Fransa’nın Geçmişten Bugüne Libya Üzerindeki Güç Mücadelesi

403

Tunus’ta başlayan Arap Baharının, 17 Şubat 2011 yılında Libya’ya sıçramasından sonra ülke çapında büyük protestoların başlamasına neden olmuştur. Bu protestoların şiddetinin artmasından sonra birçok uluslararası aktörün müdahalesine sahne olmuş, diplomatik ve askeri anlamda en etkin rolü Fransa oynamıştır.

20. yüzyıl başlarında Fransa’nın bölgeye dair emperyal girişimleri olmuş fakat İtalya bölgeyi işgal etmesinden sonra bölgeden çekilmiştir. Libya’nın bağımsızlığından sonra özellikle Kaddafi yönetimdeki Libya ile inişli çıkışlı ilişkiler yaşamış, buna 1989 yılında Fransa uçağının Çad üzerinde seyrederken bombalanması ve Fransa hükümetinin Kaddafi’nin yaptığını iddia etmesi üzerine iki ülke arasında krize neden olmuştur.  2003 yılına gelindiğinde ise Kaddafi’nin kitle imha silahlarını kullanmama kararı üzerine iki ülke arasındaki ilişkiler tekrardan düzelme ve canlanma yoluna girmiştir. 2007 yılında iki ülke arasında on milyar dolar silah satış anlaşmasının yapılması ticari ilişkileri önemli bir seviyeye çıkartmıştır.  Genellikle iki ülke arasındaki ticaret petrol temelli ilerlemekteydi çünkü Fransa, petrol ihtiyacının önemli kısmını Kuzey Afrika’nın en zengin petrol rezervine sahip olan Libya’dan sağlamaktaydı.

Nicolas Sarkozy ve Libya lideri Muammer Kaddafi

Libya’da kriz çıkmasından sonra Fransa, Libya ile bütün bağlarını kesmemiş, eski Libya Büyükelçisini, Fransa Özel Temsilcisi olarak Bingazi’ye göndermiştir. Fransa krizin ilk aylarında Libya hava sahasının yasaklanmasını ve 10 Mart 2011 yılında kurulan Ulusal Geçiş Konseyini Libya’nın resmi temsilci olarak tanıyan ilk ülke olmuştur. Fransa’nın bu kararı birçok Avrupalı devletler tarafından eleştirilmesine neden olmuş, İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt “İsveç rejimleri değil devletleri tanır” diyerek konudaki netliğini ortaya koymuştur.

Fransa ve diğer Batılı devletler tarafından Libya’ya 1973 sayılı BMGK kararı ile uçuş yasağı, yurt dışındaki malları dondurması ve silah ambargosu koyma kararı almıştır.   Bu karardan sonra Libya’da başlatılacak hava harekatı için İngiltere, Fransa ve ABD öncülüğünde bir koalisyon gücü kurulmuş fakat ABD, koalisyonun liderliğini yapmayacağını açıklamasından sonra Fransa aceleci tavırla kendisinin öncülük ettiği Avrupa Birliği bünyesinde harekatın yapılması gerektiğini savunmuştur. Fakat Avrupalı ülkelerin buna sıcak bakmamasından dolayı hareketi NATO devralmıştır.  Fransa, NATO’ya devredilen harekata öncü rol oynamaya devam etmiştir. ABD ve Fransa devlet başkanlarının bir araya gelmesiyle 19 Mart 2011 NATO, Libya’ya hava bombardıman harekatını başlatmış ve 6 ay sonra protestocuların devrik lideri Kaddafi’nin öldürülmesi ile sona ermiştir.

2011’de Libya müdahalesine katılan ülkeler ve ilan uçuşa yasak bölge

Libya’da protestocularının Kaddafi’yi devirmesinden sonra bölge bu seferde iktidar temelli iç savaşa sahne olmuştur. Fransa bölge üzerinde etkisini kaybetmemek ve petrol sahalarını korumak adına bu iktidar mücadelesine uluslararası aktör olarak müdahil olmuştur. Fransa, Arap Baharının ilk başladığında Ulusal Mutabakat Konseyini tanısa da 2015 yılında Paris’te gerçekleşen terör saldırısı sonucu Hafter güçlerini desteklemeye başlamıştır.   Fransa’nın, bu kararı birçok devlet tarafından tepkiyle karşılanmış,  Fransız Le Monde Gazetesinin yayınladığı  “ Fransa’nın Libya’daki gizemli rolüne uluslararası eleştiri” başlıklı makalesinde açıkça uluslararası tepkinin olduğunu belirtmiştir.   Fransa’nın, Hafteri desteklemesindeki temel dayanağı terörle mücadele etmesi görülse de aslında Berka bölgesindeki doğal kaynakları ele geçirmek ve Afrika’da hakimiyet alanını genişletmeyi hedeflemektedir. Bölgede en büyük rakibi olan İtalya ile petrol sahasına sahip olma mücadelesine girmiştir.

Fransa, Mayıs 2018 yılında Paris’te Libya sorunun çözümü için yapılan konferansta taraflar arasında ara buluculuk rolü oynamak istediğini belirtse de sahada Hafter’e verdiği destekten dolayı Libya sorunun çözümünde etkisiz kalmaktadır. Nisan 2019 yılında Ulusal Mutabakat Hükümeti “Fransa demokraside ilkeli duruşu olan bir ülke. Hafter ve ona bağlı güçlere destek vermesi bizi şaşırttı. Özgürlük ve demokrasi konusunda köklü bir tarihe sahip olan bir devletin, her gün sivilleri öldüren ve savaş suçlusu olan Hafter’i desteklemesini akıl almıyor.” ifadelerini kullanarak aleni bir şekilde Fransa’nın Halfer’e destek verdiğini açıklamıştır. Bu açıklamadan sonra Ulusal Mutabakat Hükümeti, Fransa ile olan güvenlik ve eğitim başta olmak üzere birtakım anlaşmaları askıya almıştır.

Yasin Dur

Stratejik Ortak Misafir Yazar

[irp posts=”3433″ name=”Libya Son Durum Haritası (2020)”]

E-BÜLTENE ABONE OLUN

Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.

Abone oldunuz, teşekkürler.

Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.

Yazarlık Başvurusu

Yorum Yaz

Lütffen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz