“Karşı Casusluk” ve “İstihbarata Karşı Koyma” Farklı Şeylerdir

7970

“Stratejik ortağınız” olarak bugüne kadar objektif, anlaşılması güç ve yorucu akademik açıklamalardan uzak, en önemlisi de duygu-düşünce dünyamı sizlere dikte etmeyen ve bilgi satmak yerine sizlerin sosyal ve politik analiz sürecinize katkıda bulunmayı hedefleyen işler yapmaya özen gösterdim. Her ne kadar akademik dilden ve kavramlardan uzak durmaya, akıcı ve sade anlatımlar yapmaya çalışsam da bazı yanlışlıkların düzeltilmesi gerektiğini düşündüğümden bu yazıyı kaleme alma ihtiyacı hissettim. Bir ön alma cümlesi olarak bu yazımda tarzımın dışına çıktığımı şimdiden belirtmek isterim.

İnsanoğlu kelimelerle ve onların ifade ettiği kavramlarla düşünür. Geçenlerde okuduğum bir yazıda “kontrespiyonaj” kavramının bir kullanımına denk geldim. Gördüğüm şey beni çok üzdü. Savunduğu keskin ideolojiyi havalı görünen bir kelimeyle desteklemek isteyen yazar, farkında olmadan bir kavram kargaşasına kurban etmişti anlattığı hususu. İstihbaratla ilgilenen bir yazar olarak kendimi tutamadım ve bu konuyu açıklığa kavuşturmaya karar verdim.

“Countreintelligence” yani istihbarata karşı koyma ve “countrespionage” yani karşı casusluk (dikkat!!! bilindiğinin aksine karşı istihbarat bu kavramı tam manasıyla karşılamamaktadır.) birbirinden farklı disiplinlerdir. Maalesef ülkemizde kavramsal olarak birbirleri yerine kullanılmaktadırlar. “Espionage” yani casusluk da aslında istihbaratçılık kavramını karşılamamaktadır. Aslında kavramsal olarak countreintelligence, countrespionage kavramını içinde barındırmaktadır. Bu durumu kabaca açıkladığımıza göre ayrıntılara geçebiliriz.

Şöyle ki espiyonaj kısaca casusluk faaliyetidir. Casusluk da gizli yöntemlerle gizli bilgilerin elde edildiği bir faaliyettir. Ayrıca casusluğun sadece HUMİNT (Human İntelligent) boyutu yoktur. Casusluk insan, teknik, sinyal, görüntü vs. istihbarat teknikleriyle icra edilebilir. Yani örneğin bir MİT mensubunun masa başında oturarak gazete ve dergilerden açık kaynak istihbaratı yapması espiyonaj değildir. Bu faaliyet istihbarat çalışmasıdır. Ama aynı kişi yabancı bir devletin kurumuna sızma yaparak bilgi veya belge elde etse bu bir espiyonaj faaliyetidir.

Countrespionage yani karşı casusluk ise istihbarat dünyasında çok ayrı bir disiplindir. Tamamen başka kuralların hâkim olduğu bir alandır. Şu basit örnekle açıklamak gerekirse birer matematik, fizik, kimya ve edebiyat öğretmeni hayal edin. Matematik, fizik ve kimya öğretmenlerinin her biri mesleği gereği karmaşık matematik işlemler yapma yeteneğine sahiptir. Ama bir edebiyatçı bunu yapamaz. Edebiyatçının yazdığı şiiri de fizikçi yazamaz. Ancak bunların hepsi ceplerinde “öğretmen” kimliği taşır. Kontrespiyonaj da böyledir. Bir kontrespiyonaj uzmanı da kurumun diğer çalışanları gibi cebinde istihbaratçı kimliği taşır ama onun dünyasının kuralları bambaşkadır. Kontrespiyonaj uzmanları ile alakalı onlara duyduğum büyük saygının yanında en hoşuma giden şey kendilerini tanımlamaları. Kontrespiyonajcılar kendilerini “profesyonel paranoyak” olarak tanımlarlar. Kontrespiyonaj uzmanının işi casusluğa karşı koymaktır, yani sızlamaları ve çift taraflı ajanlık faaliyetlerini vb. önlemektir. Onlar istihbarat kurumunun antikorlarıdır, gerçekten profesyonel paranoyaktırlar. Önemleri hayatidir. Yukarıdaki paragrafta casusluk ve istihbaratçılık farkını da açıkladığımıza göre kavramlar arası fark ortaya çıkmaya başladı diye düşünüyorum.

Countreintelligence yani istihbarata karşı koyma ise kontrespiyonaj kavramını da içinde barındıran bir çatı kavramdır. Sadece espiyonaj faaliyetlerine değil, devlet güvenliği ve istihbarat bağlamında tüm faaliyet şekillerine karşı koyma amacı güden paradigma ile hareket edilen bir alandır. Mesela bir gün televizyonu açtınız ve bir alt yazı geçti. Altyazıdaki haber şu şekildeydi; “MİT’in almış olduğu istihbarat sonucu Suriye sınırında yakalanan bombalı araç uzmanlarca imha edildi.” Şimdi burada MİT’in icra ettiği faaliyeti kavramsal olarak hangi kategoriye sokmalıyız? İstihbarat deyip geçersek maksat hâsıl olur ama madem sitemizin isminden de anlaşıldığı üzere işin stratejik boyutu ile ilgileniyoruz, o yüzden bu kavram bize yetmez. İşte bu haberdeki faaliyet countreintelligence faaliyetinin bir alt dalıdır. Sabotajları engelleme de istihbarata karşı koyma kapsamındadır yani. Ama bu faaliyet bir kontrespiyonaj faaliyeti olarak sınıflandırılamaz. İşin esprisi burada işte. En kaba hatlarıyla ikisi arasındaki aşağıdaki gibi gösterilebilir;

Sadece konunun anlaşılması için yaptığım bir tablodur. Buna göre değerlendiriniz.

Buraya kadar okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Eğer sitede yazarlık yapmaya devam edersem de gerçekten bu tarzda yazdığım ilk ve son yazı olacağı hususunda söz veriyorum. Gerçekten sizleri bu kavramsal meselelerle meşgul etmek istemezdim. Ama dediğim gibi kendimi tutamadım. İstihbarat zaten ülkemizde çok çok az bilinen bir alan. Eğer biz sırf havalı görünmek için istihbarat dünyasına ilişkin kavramları fütursuzca kullanırsak hem vatandaşın gözünü havalı kelimelerle boyayarak onları kandırmış oluruz hem de istihbarat ile alakalı akademik anlamda toplum olarak ilerleme kaydedemeyiz. Türk toplumunda sağlam bir istihbarat algısı oluşturmamız imkânsız olur. İlkokulda hepimiz öğrenmişizdir şu gerçeği; eğer bir hususu yanlış öğrenirsen onu düzeltmek çok zordur. O yüzden yanlış yazdığımız bir harf olursa öğretmenimiz ceza olarak o harfi bize sayfalarca yazdırırdı. Ki bu husus bizim düşünmemize yarayan kavramlar dünyasına ilişkin bir husus. Saygılarımla…

 

E-BÜLTENE ABONE OLUN

Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.

Abone oldunuz, teşekkürler.

Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.

Yazarlık Başvurusu

1 Yorum Var

Yorum Yaz

Lütffen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz